25 Temmuz 2018 Çarşamba

Serum ve panzehir



Bu hafta biraz yoğundu! Yazmaya vakit bulamadım;(  yüksek lisans projesi, işler güçler, çocuklar derken anca elime alabildim bloğu.

Mesajlarınızı okudum, öncelikle İK  Müdürü değilim arkadaşlar ancak uzun süredir profesyonel iş hayatının içindeyim gözlem ve tespitlerimi aktarıyorum sizlere, sorularınız olursa elimden geldiğince cevaplamaya çalışırım.

Ancak bugün profesyonelliği bir kenara bırakalım ve evlilikten bahsedelim yani hayatın diğer bir gerçeğinden.

Hadi başlayalım ;

Olayda bildiğiniz gibi bir  esas oğlan ve esas kız var.  Kaçamak bakışlar, ilk merhabalar, tanışma,  mesajlaşma, yazışmalar, kahkahalar, emojiler, seni düşünüyorumlar, acaba yazdı mı diye günde 1500 kez telefona bakmalar falan.. 
Aslında çok güzel şeyler,  kalbin sıkışıyor resmen, heyecan diz boyu, bir tarafın uyuşmuş, onu görmek için deliriyorsun, heyecandan öleceksin,  yanından ayrılmak dahi istemiyorsun.
Müslüm baba ne güzel özetlemiş durumu   ; deli gibi sevmek ruhumuzda var ! diye.
Nurlar içinde yat !

Devam edelim, çıkmaya başlandı ve artık sosyal medya hesapları ile takibe takip !
Ama öncesinde  o hesapların bahar temizliği bir yapılacak, e malum stalkın dibine vurulacak! Hımmm neler varmış burada!!!..
Şimdi sıra geldi en güzel fotoları eklemeye, bak nerelerde geziyorum,  kimlerle takılıyorum , ne yiyip ne içiyorum ‘hahay’  algısını yaratmaya.  Malum etkilenmen lazım.

Hadi biraz daha samimiyeti ilerlettik olmazsa olmaz  takipçi sorgulama  ‘kim bu çocuk ya da bu kız kim ? nereden tanıyorsun? neden resmini beğeniyor? Onu takipten çıkaracaksın’ derken bitmez tükenmez Kıskançlık krizleri!!
Küsmeler, görüşmemeler ve bu durumu en yakın arkadaşına bayıltana kadar anlatma zamanları .. He bu arada tabi senin de için gidiyor, acaba mesaj yazdı mı? Yazacak mı? İnşallah yazar, önce o yazsın ben yazmam  muhabbeti. 
Heh! Beklenen mesaj da geldi!  Ağzın  kulaklarında ancak ödün vermeyeceksin, ciddi ve kırgın olacaksın,  alttaaan alttan da  geberdim hasretinden duygusunu hafif hafif işleyeceksin.

Evlilik denen serum damarımıza yavaş yavaş, damla damla böyle veriliyor işte arkadaşlar ! Almaya başladığında O damarlar bir genişliyor, bir rahatlıyor, ohh bir hafifliyorsun,  senden iyisi yok!

Ve hooop bir bakmışsın nikah masasından sırıtarak el sallıyorsun kankalarına ‘hoş geldin baba naber’
Boğazını sıkan papyonun ve o kabarık dantelli oturması kalkması ayrı bir dert olan gelinliğin ile..
‘Aşkım kapa, yok aşkım sen kapa, aaa sen kapa’  ile başlayan muhabbet ‘hatun bir karpuz kes de yiyek’  dönüşümüne çoktaaan  girdi bile ..Yani şimdi ‘ karpuz kes, yok aşkım önce sen kes’ gibi bir muhabbeti de millet olarak kaldırmamız pek mümkün değil .. İşin doğasına aykırı .. Böyle görmedik ana babamızdan, bozar bizi.

Serum pıt pıt damlamaya devam ediyor içine birkaç vitamin de ekledik vitaminden kastım tabi ki çocuklar. Senden mutlusu yok şimdi hayat enerjin, her şeyin,  havalardasın.  Kendimizi daha iyi hissettik mi ?hissettik tabi.

Yük ağırlaştı artık hayatında yeni birileri var ..Baba ocağından tek kurşun çıktın 3-4 kişi oldun. Naber ?
İçeride çocuk zır zır ağlıyor hadi şimdi söyle  bakayım ‘aşkım kapa, yok aşkım,  aaa sen sen sen’  diye,  direkt yüzüne kapatıveriyorsun o telefonu 
J Mesajların artık  ekmek, yoğurt ve bez siparişleriyle doldu.  Artık sosyal medyan bebek fotolarından ibaret .. nerde clublar? Nerde özgür kız özgür erkek havaların ;) 
Tabi her şey bir yana arayan  herkes vitaminine kavuşur umarım, söylemeden geçemedim.

Neyse, evliyiz ve arada tabi olmazsa olmaz tartışmalar, kavgalar falan hemen bir ağrı kesicide ilave edelim şu meşhur seruma.. Bundan da kastım biri tartışırken diğeri susacak kardeşim ! yapması zor biliyorum ancak uygulamada çok işe yarıyor vallahi çok yarıyor en fazla 15-20 dk. geçti bitti bile. Geçmiş olsun!

Bir de olayın farklı bir boyutu var,  ya serum sana yaramazsa!! Hatta zarar vermeye başlarsa!! O zaman işler değişir ! Zor bir süreç tabi damarlarına kadar işlemiş, bünyene etki etmiş değiştirmekte o kadar kolay değil.
Farklı methodlar denenerek iyileşme sağlanabilir ancak sana gerçekten zarar vermeye devam ediyorsa  orası çok daha zor ! İyileşmek ya da iyileşmemek kararı sana kalmış ..

Ben değiştirenlerdenim şimdi ki ilacım serum değil hatta panzehir oldu.  Kötü Etkileri yok etti.
Serumun bana tek faydası ise zararsız vitaminlerim ;)
Panzehirim umarım her zaman yanımda olur. Her dozu benim için çok değerli.

Yazdıklarımın hepsini herkes gibi ben de yaşadım arkadaşlar sadece kişiler ve isimler farklı..

Herkesin bünyesine uygun doğru serum ve panzehrini bulması dileği ile..

Hadi eyvallah!

(bu arada haftaya kısmetse Londra’dan yazacağım, bakalım ne maceralar bekliyor biziJ


12 Temmuz 2018 Perşembe

Sayısal sözel geçin bunları !


Bugün biraz işe alım kriterlerinden bahsedelim

İlk iş görüşmesine gittiğim günü hatırlıyorum  masanın etrafında 5 ya da 6 kişi,  biri bir yerden soruyor diğeri bir yerden, sırtımdan aşağı su akıyor hissediyorum. Biri susuyor biri konuşuyor derken on beş dakikalık mülakatı  bir saatte bitirdiğimi hatırlıyorum. Üzerinden yıllar geldi geçti, şu an görüşmelerde neyse ki soru soran tarafım,  e olayım zaten kimse zekamdan şüphe etmesin :)

Klasik beklenti  üniversite mezunu, tercihen İngilizce bilen, ofis programlarına hakim, iletişimi kuvvetli, sonuç odaklı, stres ve zaman yönetimini iyi yapan, amuda kalkan, havada beş takla atan, ağzıyla kuş tutan vs vs .. 
Zaten mülakatlara da herkes   ‘sonuç odaklılık benim kimyamda var, stresle acayip başa çıkarım, zamanı benden iyi kimse yönetemez, liderlik benim soy adım‘ şeklinde geliyor, özgüven Allahuekber dağlarını aşmış.  Ve olmazsa olmaz soru ‘Neden bizi seçtiniz?’  Hissedilen cevap; ‘kurumunuzu yakından takip ediyorum, çok profesyonel çalışıyorsunuz, hep burada çalışmak istedim’  gerçekte olan ; valla bir yere kapağı atayım da başlayayım neresi olduğu çok önemli değil şu an ;)Asıl soru ‘kardeşim sen kimsin?  özelliğin ne ?’ inovatif misin? Yoksa Analizci misin? Pratik zeka mısın?  .. Sayıları mı seversin ? Ya da İletişim becerin hihg level mı?
İnovatif bir adamın  data analizi işinde ne işi var ? Ya da iletişimi çok güçlü birinin muhasebe kayıtları içinde kaybolması .. ya da ya da sayıları seven analizcinin inovasyon ekibinde olması vs vs .

Her insana yaradılışıyla birlikte hediye olarak verilen bir yeteneği var ancak ne kadar farkındayız ya da ne kadar ortaya çıkarabiliyoruz tartışılır. Kendisinin farkında olanlar da zaten bugünün başarılı insanları.  
Geleceği inşa eden rahmetli Steve Jobs, Mark Zuckerberg ve Bill Gates  her ne kadar kendileri üniversiteyi bitiremese de bugün tüm  dünya da üniversitelerde ders konusu olarak işleniyor.

Kurumlar ve okullar artık  bu yetenekleri ortaya çıkartmak için daha çok çalışmalı ve bu yönde eğitim sistemine şekil vermeli. Öğrenciye sayfalarca yazı yazdırıp, yüzlerce formül ezberletmek ya da hangi dere nereye akıyor'u zorla kafasına sokmakla olmuyor bu iş..  Tabi ki hepsi lazım ancak hangimiz hangi formülleri hatırlıyoruz Allahaşkına ya da hangi ovaları dağları, hangi savaşta kimlerin çarpıştığını?  öyle olsa zaten hepimiz genel kültürden ölüyor olurduk.. Yüzlerce sayfa fen okudum, sabahlara kadar sınav kastım ama  şuan aklımda kalan sadece terliksi hayvan, endoplazmikretikulum  ve amip!

Oğlum tarih meraklısı, henüz 12 yaşında ancak bugün bir yetişkin ile tarih tartışsa baskın gelir, geliyor da . Bazı söylediği şeylere inanmayıp Google'dan search ettiğimiz oluyor o kadar yani!!  Bana Cengiz Han'ı,  Alp Aslanı,  turan taktiklerini anlattığında 7-8 yaşında falandı. Bu stratejileri aynı hafta yüksek lisans sınıfında strateji dersinde izledik ' ben biliyorum bunu  ya cahiller’ diye bir havalara girdim.
Her sabah mehter marşı, istiklal marşı, Çanakkale marşlarıyla yataktan fırladım. İzliyor meraklı,  adamın bu konuya ilgisi var, seviyor. Ben zorla aman matematiğin çok iyi olmalı , ileride mühendis olursun mesleğin olur diye onu kasarsam ne o mutlu olur ne de ben!  

İnsanları bitirdiği okula göre değil yeteneğine göre değerlendirelim, dünya bu tarafa doğru gidiyor.   Bizler sadece sayısal ya da sözelden ibaret değiliz.  Klasik soru;  Sayısalcı mısın sözelci mi ? aslında  direkt seviye tespit sorusu bu inceden .. sayısal ya adam zeki ..  yok öyle bir şey!  

Herkes bir cv hazırlayıp internet siteleri üzerinden başvuruyor , bir yerlere koyuyor. Cv  ve orta derece İngilizce bolluğu var Türkiye'de..   Birileri de onları çağırıyor ve görüşüyor.. Adayları artık kategorize edip yeteneklerine  göre sınıflandırın! Buradan bu işi yapan kurumlara da sesleniyorum... hem insanlar doğru işi yapsın hem de iş veren aradığını bulsun ..  Haaa bu arada herkes ben inovasyoncuyum diye de gezmesin ortalıkta  iki aylık deneme süren var ak koyun kara koyun çıkar ortaya.

Hadi eyvallah


4 Temmuz 2018 Çarşamba

İngilizce Öğrenmek isteyenler !!!




Bugünkü başlığımız : İngilizce öğrenme.

İki yüksek lisans yapan  biri olarak sana İngilizce öğrenme konusunda bilgiler, tüyolar, adresler, seviye tespit linkleri, akademik süslü laflar  vs  yazacağımı sanıyorsan baştan söyleyeyim yazmayacağım çünkü bu İngilizce benim resmen ÖMRÜMÜ YEDİ! 

Ne dilmiş arkadaş öğren öğren sonu gelmiyor. Dört zamanla başladım ‘heh’ dedim ‘dört zaman ne ki ezberle geç’.  Bi gördüm!    Geçmişten gelen  devam eden, geçmişte bitmiş ama anlatırken yine devam ediyormuş gibi yapan yada  biten mevzular katakulliler falan filan.. Yav  geleceği bile  kaç şekilde anlatıyoruz kaç tane geleceğim var belli değil ! Yemin ederim konuşurken hangi zaman dilimindeyim karmaşası yaşıyorum.  İngilizce senin gelmişini geçmişini ..….. diye az küfredip günaha girmedim.
Öğreneyim diye gitmediğim kurs vermediğim para kalmadı. Londra’da  bir aylık kurs maceram bile oldu.  Oraya da  ‘haha İngilizce biliyorum sadece pratik yapar pekiştirir dönerim’ havasıyla gittim ta ki Londra’nın hava alanı polisi bana  yüzüne aval aval baktığım soruyu  sorana kadar. Önce cevap veremedim,  utandım, cevap vermeyi geç adamın ne dediğini anlamadım ki  sonra o  güvenim fıssss yerle bir.  ‘’Iıı ooo hımmm repeat please’’   yes, english course falan atlattık.  O zaman tek düşündüğüm şey aslında hiçbir şey bilmediğim oldu. Özgüven patlamasıyla girdiğim hava alanından ‘Allahım lütfen kimse bana bir şey sormasın’ diye dualarla  kaçarak çıktım. 
Adamların aksan akıyor kardeşim biri bana orada saydırsa, küfür etse vallahi gıkım çıkmıyor!  . Yaa böyle işte oturduk totomuzun üstüne.

Neyse ki yine  bir şeyler kaptık da geri geldik . Şuanda da öğrenmeye devam ediyorum. Nasıl bırakayım?  Allahın nankör dili hele bir bırak hemen gidiyor.
Kolay değil ancak yapılmayacak bir şey de değil emin ol!

Bu işe gerçekten başlamak istiyorsan sana sadece birkaç tavsiye; evet bir yerden mutlaka başla ve  pes etme, çekinme, yardır konuş, gramer falan takılma,  yıllarca grameri kafamıza vura vura direttiler. Yurt dışında kimse senin gramerine takılmıyor, ne demek istediğini gayet net anlıyor. ‘Anlıyorum ama konuşamıyorum’ un nedeni  de bu!   ‘’Eeee fiili nereye koyacağım, özne neredeydi,  zart mıydı zurt muydu’’  derken ne diyeceğini unuttun gitti zaten..  Takılma konuş, konuştukça her şeyi daha iyi oturtacaksın.  Kelime önemli, öğren, film izle, kitap oku.. . Zamanla ilerlediğini görünce daha çok sarılacaksın güven bana .  Sabret..

Hadi eyvallah!

3 Temmuz 2018 Salı

Milli oluyorum

Selam millet

Valla yazımı kaç kişi okuyacak bilmiyorum ancak içimden ne geliyorsa yazıp yayınlayacağım..
I am excited yani gerçekten heyecanlıyım.
Kısaca ben : özel bir bankanın Ödeme Sistemleri iştirakinde birim müdürü olarak çalışıyorum milyonlarca müdürcükten biri yani çok da anlatmaya gerek yok. İş idare et, personel idare et , sorunlu kişilerle uğraş, hele ki biri sana sinir sistemimi alt üst edecek ukala ukala bir Mail yazsın! Allahh !!!!  Pençeleri çıkart  ve kurumsal kimliğinden çıkmadan e mailine merhaba yazarak başla sevgiler yazarak bitir arada da hırsını alacak bütün lafları sok ‘ bu biraz ağır oldu ‘ de bir kısmını sil  ve ‘geri zekalı ’ diyerek maili  Send’le.  Rahatladık mı?
Aslında  iş değilde insanoğlu ile uğraşmak daha zor dostlar. Bitmek tükenmek bilmeyen her gün kendini yenileyen ve hırslardan beslenen EGO’lar .
Merak etmeyin sütten çıkmış ak kaşık  değilim! Yok mu ? bende de var hatta alası var yok diyen zaten bizden değildir. Külahıma anlatsın..
Tabi ego olsun hiç olmasın demiyorum ancak  seni idare eden o olmasın idareyi bir kaptırdın mı s...tın!  Emin ol senden siniri, uyuzu, kendini beğenmişi yok! Sevilmeyen insansın... İdare et demesi kolay tabi!  Ama yapması değil hemde hiiiiiiç değil hemşerim.. Hani bazen birileri için ‘ne kadar mütevazı, ne kadar olgun, alçak gönüllü, ay şöyle ay böyle ’ deriz ya, işte onlar bunu bir parça başarabilenler kardeşim ve Helal olsun !! Alayına helal olsun hem de.
Ego ya nereden geldim bilmiyorum ancak çıkmam lazım.  Aslında ilk yazımda bu kadar  samimi olmamalıydım daha ciddi olmam gerekirdi zamanla gevşerdim ancak dedim ya içimden ne geliyorsa yazacağım diye. Kasılmanın da bir anlamı yok hem yeni gelin gibi ne o öyle :)
Çocuklarıma da bazen böyle yapıyorum acaba iyi bir anne miyim ? Onlara göre çok iyiymişim beni mi yiyorlar yoksa bilemedim .. Eşim de memnun e sanırım doğru yoldayım. 2. Evlilikte insan daha bir   ince ayar oluyor belki de ondan seviyor . Ben de seni seviyorum adamım )
Kendimden az çok bahsettim bugünlük bu kadar e ilk yazım bir de uzun tutmayayım.. ilk ziyaretin kısası makbul ..
Yazılarımda herşeyden bir parça bulacaksınız ancak asıl becerim ya da yetenek mi diyeyim bilemedim INOVASYON . Bana yazın ! hangi konuda inovasyon yapmak istiyorsunuz ? nasıl bir fikir arıyorsunuz vs kendimi kamuya açtım yazın bana  ;) yardımcı olacağım söz !

Hadi eyvallah !